Stuttgart, 50 yaşında, boşanmis, ciddi evlilik arıyorum
Emekli olduğumda Türkiye´de yaşamak istiyorum. Çocuklarım anneleriyle yaşıyor. Hiçbir mal varlığım kalmadı, hepsini ayrıldığım eşime ve çocuklarıma verdim. Çalışıyorum ve kirada kalıyorum. Yani zengin değilim. Araba ehliyetim bile yok, çünkü ilgim olmadı.
Genelde herkes iyi bir insan olduğumu söyler. Sakin yapili biriyim. Yaşamı herşeye rağmen çok seviyorum. Yakışıklı olduğumu iddia etmiyorum ve ben de fiziki güzellik aramıyorum. Bilmem gerekir mi söylemem ama ben doğuluyum, hani demedi denmesin. Felsefe, bilim kurgu, yürüyüş yapma, arkadaşlarla muhabbet, orjinal müzikleri sevme vd beni anlatırlar. Zaten konuşunca tanırsınız.
Ne mi arıyorum? Asla sinirli olmayan, neşeli, hoşsohbet, alçakgönüllü, aile sıcaklığına önem veren, dar zamanların insanı, vefalı, yol-yordam bilen bir bayan arıyorum. Lütfen Almanya´da yaşayan kadınlara saygım sonsuz ama onlar aramasınlar, ben sadece Türkiye´den birini istiyorum. 30-55 yaş arası, hani genç bir bayanla evlenirsem millet ne der bana… Tabiki sempati olursa yaş önemli de değildir. Almanya´da yaşamayi kabul edecek ve ben emekli olduğumda da benle Türkiye´ye dönüş yapacak.
Çocuklarım okul izinlerinde gelirler, onlara anne gibi davranacak, ortak tatil yapma durumunda çocuklarımı anne şevkatiyle koruyacak biri. Zaten anneliğin ve insanlığın da gereği budur. Eş adayının tabiki boşanmış yada dul-bekar olması gerekir. Tercihim çocuklarının olmamasıdır, yani bu kesin şart değil ama artık yorgunum küçük çocuk bakmak için.
Emekli olduğumda Türkiye´de yaşamak istiyorum. Çocuklarım anneleriyle yaşıyor. Hiçbir mal varlığım kalmadı, hepsini ayrıldığım eşime ve çocuklarıma verdim. Çalışıyorum ve kirada kalıyorum. Yani zengin değilim. Araba ehliyetim bile yok, çünkü ilgim olmadı.
Genelde herkes iyi bir insan olduğumu söyler. Sakin yapili biriyim. Yaşamı herşeye rağmen çok seviyorum. Yakışıklı olduğumu iddia etmiyorum ve ben de fiziki güzellik aramıyorum. Bilmem gerekir mi söylemem ama ben doğuluyum, hani demedi denmesin. Felsefe, bilim kurgu, yürüyüş yapma, arkadaşlarla muhabbet, orjinal müzikleri sevme vd beni anlatırlar. Zaten konuşunca tanırsınız.
Ne mi arıyorum? Asla sinirli olmayan, neşeli, hoşsohbet, alçakgönüllü, aile sıcaklığına önem veren, dar zamanların insanı, vefalı, yol-yordam bilen bir bayan arıyorum. Lütfen Almanya´da yaşayan kadınlara saygım sonsuz ama onlar aramasınlar, ben sadece Türkiye´den birini istiyorum. 30-55 yaş arası, hani genç bir bayanla evlenirsem millet ne der bana… Tabiki sempati olursa yaş önemli de değildir. Almanya´da yaşamayi kabul edecek ve ben emekli olduğumda da benle Türkiye´ye dönüş yapacak.
Çocuklarım okul izinlerinde gelirler, onlara anne gibi davranacak, ortak tatil yapma durumunda çocuklarımı anne şevkatiyle koruyacak biri. Zaten anneliğin ve insanlığın da gereği budur. Eş adayının tabiki boşanmış yada dul-bekar olması gerekir. Tercihim çocuklarının olmamasıdır, yani bu kesin şart değil ama artık yorgunum küçük çocuk bakmak için.
Stuttgart, 50 yaşında, boşanmis, ciddi evlilik arıyorum
Çay İçimi Muhabbet
Bazen daralırım insanız, hani var ya, küçücük bir hatanın bile gözümüze battığı anlar, deli gibi bağırıp kızmak istediğimiz anlar işte böyle anlarda ben, konuşacak dertleşecek bir sohbet arkadaşı ararım kendime. Candan, sıcak, samimi, ben anlayan, sabırla dinleyecek saçma-sapan fevri çıkışlarıma göz-yumacak, aman bir şey olmaz sende takıldığın şeye bak , söylemleriyle beni rahatlatacak. İçimin içime dar geldiği kalp atımlarımın beni boğacak duruma geldiğinde sinirden
daraldığım anlarda evimin boş odasında hazırladığım sohbet köşesinde
Bir bardak demli çay pişiririm kendime bir bardakta su belki bir tabağa birkaç bisküvi koyarım.
geçerim köşedeki koltuğuma. Tekrar kalkarım ayağa özür-dilerim hayali arkadaşımdan sen de otur buyur sana da bir çay vereyim acilen.
mutfağa yönelirim bir bardak demli çay, hayalimdeki dostuma yaparım bir bardak su bir tabağa bir kaç bisküvi koyarım, tebessümler yüzümde geçerim sehpanın sehpanın üstüne bırakırım.
hoş beş ederim hayalimdeki dostumla, anlatmaya başlarım beni bana anlatırım canımı sıkan her ne varsa arkadaşıma.
zaman zaman, ağlarım, bazen gülerim tebessümler-im boş koltuğa.
Çay İçimi Muhabbet, Çay İçimi, Muhabbet, çay sohbetleri
Çay İçimi Muhabbet
İşte tam sohbet ederken, kendim, kendi yakalarım, arsız çaresiz düşüncelerimi
kızarım kendime boş koltukta oturan arkadaşımın yerine. Ben ne diyeyim bilemiyorum , diye konuşmaya
başlarım sesiz arkadaşımdan destek bekler gibi boş koltukta oturan benim, arkadaşım, benle, benim sohbetim. karıştırmama kimseyi, muhabbetimize.
benimle hayalimle hayalimdeki arkadaşımla, olur mu ama öyle insan bu kadar basit olur mu
bu kadar çıkarcı olur mu, kızgınlığım aslında yine kendime sohbetim kendimle, kendi hayali arkadaşımla.
bu zamanda, şu zamanda, yok şöyle yok böyle sohbetim kendimle. Çayım bitti, seninde bitimi, diyerek kalkarım ayağa boş bardak elimde, dolu duran bir bardak, sehpanın üstünde.Gözlerim bir-tepsiye bakar, tadına doyulmayan boş çay fincanına. Birde beni kendime getiren dolu çay fincanına, titrer içim, tek başına koca evde, kendimle konuşuyorum. Gülüyorum halime kahkahalarla, şizofren-miyim aslında. Hastamı oluyorum, teklik-mi, benim sonum, şizofrenimi, beni bekleyen son. Manasız bir gülümseme yüzümde.
Bu koca şehirde milyonlarca insan var, çıksam kapıya iki adım ötemde, komşular var. yabancı olduğum insanlar. Şehrin karmaşasında, yalnızlığa terk edilen ben.
Evet dostlar sizlerde konuşacak bir arkadaş bir dost ararsanız, kendinizle tek-başına, değil sorduğunuz sorulara cevap verecek sizin anlattıklarınıza, ağladığınızda başınızı okşayacak, sıkıca sarılacak, sıkıntınızı paylaştığını size hissettirecek, lütfen gel çok kötüyüm dediğinizde
sizinle bir bardak demli çayını, yudumlayacak sohbet arkadaşları bulmanız dileğiyle.
