Türbanlı bayanım evlenmek istiyorum

———— İlan Açıklaması ————

Türbanlıyım erkek arkadaş arıyorum evlenme amacındayım Uşak Banaz da yaşıyorum adım Mina 27 yaşındayım başımdan bir nişanlılık geçti anlaşamadık 1 ay sonra ayrıldık bana göre evlilik çok ciddi temellere dayalı olmalı herşey açık açık konuşulmalı kişiler birbirlerinden beklentilerini detaylıca bahsetmeli erkek arayan bayanlarda bahsetmeli bayan arayan erkeklerde bahsetmeli çünkü evlilik olunca hesapda olmayan karşı tarafın istemediği şeyler çıkarsa yuvanın dağılması söz konusu olabilir o yüzden herşey açık açık konuşulmalı diye düşünüyorum. ileri görüşlüyüm içine kapanık biri değilim aşk yaşaak istiyorum evleneceğim kişiyle en az bir iki yıl birbirimizi tanımak anlamak isterim tanışma faslında ailem problem çıkarmaz diye düşünüyorum benim gibi birini arayanlardan mesaj bekliyorum

———— Aradığım kişinin özellikleri ————

yalancı olmasın doğruları konuşsun hoşsohbet olsun kalbi aşka açık olsun fiziksel olarakta yanıma yakışsın ne çoook yakışıklı nede çok vasat birini arıyorum ortalarda normal biri olsun benim için yeterli

Aşk Nedir

Aşk ; yüreğimizin bir yanını yakan, dağlayan, kavuran, olumluya olumsuza…Gönlümüzün yeri gelip uzakları yakın eden tarif edemediğim duygu yoğunluğu. Seni bulmak, yaşamak, hissedebilmek, hissettirebilmek çocuk yüreğime. Kalbim alır başını gider sana, engel olamam ki.. Şairlerin yüreğinden dizelerine konu olmuş mürekkeplerin tükendiği yine de anlatamadığı en güzel his. Bazen güneşi bile yaktığımız uğurlarına. Bazen dilimizin uğruna lal olduğu konuşmadan göz ucu ile yüreğinde hissettiren hissedilen. Sana karşı hissettiklerimi kalbime sığdıramıyorum inan. Bu nedir nasıl bir şeydir kendime bile itiraf edemez iken gözlerinde buluyorum kendimi ve bir bakıyorum kalp ağrısı olmuşsun bende.

En güzel yanında o sevgili inan bende kalp ağrısı olman, gözlerimden durduk yere yaş gelmesi, nefesimin kesildiği bazen çırpınıp nefes alamadığımı hissettirmen bile güzel. Ne demiş üstad Şems-i Tebrizi ‘’Sen ol da, ister yar ol ister yara. Lütfun da başım üzerine kahrında’’.

Şöyle bir geçmişte ki aşkları değerlendirirken buluyorum kendimi; Mecnun’un Leylasına olan sevdası, Keremin Aslısı, Tahirin Zühresi. Belki kendimi böyle çetin sınavlardan geçerken bulamayacağım ama inan seninle aynı gökyüzünü paylaşmaktan ve seni özlüyor olmaktan bile gurur duyacağım huzur bulacağım sevgili.

Ne güzel şey düşünmek. Gönlümde seni düşünerek bile sarhoş olabilmek. Bunca kalabalık ve yorgunluklarımın içerisinde, yüreğimde hissettiğim yüreğinde sohbetinle dinlendirebilmek yorgun yüreğimi. İyi ki varsın sevgili iyi ki hasretimsin ve iyi ki ilhamımsın. Olmasan neylerdi bu naçizane yüreğim derken kirpiklerin düşer aklıma ve ben inan kendimi idamlık mahkum hissederim yeri gelir kirpiklerinin ucunda.

Seni sevmekti benim sınavım ve inan ben bu sınavdan kalmış olmaktan hiç pişman olmadım. Sen benim pırıldayan gökyüzüm, sokaklarımı, tüm caddelerimi dolduran yüreğimi kalabalıklaştıran sevdam. Güzel şey seni sevmek. Bilesin!

Hoşlanmak ile sevmek arasındaki fark

Çağımızın büyük sorunlarından birisi. Çoğu insan sevdiğini sanıyor ve deliler gibi acı çekiyor ama aslında sadece hoşlanıyor.

Çünkü neden? İnsan tanımadığı insanı sevemez, sevgi dış görünüşe karşı değil karaktere karşı, ruha karşı beslediğin bir duygudur. Dıştan gördüğün birisinden veyahut bir şeyden yalnızca hoşlanabilirsin. Daha fazlası olmaz, olamaz.

Platonik aşkları ele alalım mesela. Uzaktan izleyerek, stalklayarak o kişiyi sevdiğini, aşık olduğunu düşünüyorlar. Ama aslında sadece dış görünüşünden hoşlanmışlar ve kafalarındaki karakterleri o dış görünüşe yüklemişler. Daha sonra birde acı çekip bazıları kendilerine zarar veriyor. Buna ne gerek var?

Birisiyle konuşmak senden bir şey götürmez hatta tam tersine sana bir şeyler katar. Tabii ki çekingen, utangaç olabilir insanlar. Bunun için Hoschat.Net sosyal medya var. Karşısına çıkıp konuşamadığın bir insanla yazışarak konuşabiliyorsun. Ama bunu stalk hesaplarının arkasına sığınarak yapmak da pek mantıklı bir davranış değil.

Ufak bir adımın seni nerelere götüreceğini bilemezsin. Ve keşke dememek için o ufak adımı atmaya cesaret etmelisin. Bir bakmışsın tek başına kurduğun hayalleri artık onunla kuruyorsun hatta ufak ufak gerçekleştiriyorsun bile. Bunu onu tanıyarak ve severek yapıyorsun, hoşlanarak değil.

Şöyle bir kaç dakikanızı ayırarak düşünün karşındaki kişiyi tanıyor musun? Cevabın hayırsa ufak bir adım atıp tanışmak sana neler kazandırır veya kaybettirir? Bunun bir listesini çıkarın ve harekete geçin.